19 Aralık 2014 Cuma

Bitenler, Çöpe Gidenler



Yeni yıla girmeden önce evdeki tüm bitmiş, son kullanma tarihi geçmiş ürünlerin yazısını yazıp atmak istedim. Bazıları yeni bitti bazıları da çok uzun zaman önce. Bitenler yazısı yazmak için bekledim ancak uzun süredir bir türlü yazamadım şimdiye kısmetmiş.

L'oréal Mythical Oil Saç Maskesi: Bu maskenin kullanım şeklinde saçın suyunun sıkılıp ardından ürünün uygulanması ve havlu ile sarıp bekletilmesi gerektiği yazıyor ve salon kullanımı için uygun olduğu :) Ben saç kremi gibi kullandım maskeyi. Şampuanın ardından saçlarımın uçlarına uygulayıp bir kaç dakika beklettim. Saçlarımı boyattığım dönemde saçlarım boyadan çok fazla yıpranmıştı. Bu maske saçlarım için kurtarıcı oldu; yumuşattı, dolaşıkları açtı, nem verdi. Durulanması zor değil, bayıltıcı bir kokusu yok kokusunu almak için özellikle koklamak lazım. 500 gramlık bir üründü, 100 lira civarında bir fiyata almıştım çok uzun süre de kullandım. Her kapağını açtığımda hava ile temas etmemesi için küçük bir kaba az miktarlarda aktararak kullandım. Memnun kaldım ancak yeni ürünler deneme isteğim ve çoğu saç maskesine göre yüksek olan fiyatı nedeniyle tekrar almayacağım. Belki ilerde alırım.

Yves Saint Laurent Teint Resist Fondöten: Çim kokusuna benzettiğim sürerken buram buram gelen, sonradan kokusu gelmeyen, az örtücü, cildi kurutmayan, cilt rengimle çok iyi örtüşen bir fondötendi. Tek başına kalıcığı hakkında yorum yapamayağım çünkü bu fondöteni kullandığım dönemde cildimde yüksek kapatıcılığa ihtiyaç duyuyordum bu nedenle fondöten üzerine pudra sürmem gerekiyordu. Kapatıcılığının az olması haricinde beğenmediğim bir tarafı olmadı ancak bu fiyata hatta çok çok daha ucuzuna daha güzel fondötenler olduğu için tekrar almam.

Yves Saint Laurent Touche Eclat: Göz altlarımı kurutmayan yüze çok güzel bir aydınlık veren memnun kaldığım bir ürün oldu. Tekrar alabilirim.

Skin Ceuticals Güneş Kremi: 50 ml'lik 100 küsür liralık fiyatı olan bir üründü. Göz altlarına da sürülebiliyormuş ancak ben göz altlarımda kullanmadım. Çok iyi, çok farklı bir ürün olduğunu düşünmüyorum. Hamilton markasının güneş kremlerini daha çok seviyorum, gramajları daha fazla, yapıları daha iyi. Fiyatı çok fazla, gramajı çok az. Tekrar almayacağım.

Parmex Aseton: Ojeleri iyi çıkarıyor, tırnakları yıpratmıyor. Bittikçe aldığım bir aseton, kullanmaya devam edeceğim.

Yves Rocher Lavantalı Duş Jeli: Kokusu güzel, cildi kurutmuyor, kolay durulanıyor, ciltte hassasiyete ve rahatsızlık hissine neden olmuyor. Tek sorunu fiyatına göre gramajının az olması, Yves Rocher %50 indirime girdiğinde tekrar almayı düşünüyorum.

Yves Rocher Meksika Limonlu Duş Jeli: Lavantalı olan duş jeli için söylediklerim bu duş jeli için de geçerli. Kokusu güzeldi, tekrar almayı düşünüyorum.

Nivea Pearl&Beauty: Nivea'nın sürekli kullandığım sticklerinden biri. Kokusu hafif, rahatsızlık hissine neden olmuyor. Kullanmaya devam edeceğim.


Clarins Body shaping Cream: Nemlendirmesi iyiydi, yapış yapış bir his nırakmıyordu. Şekillendirici bir etkini görmedim, belki düzenli kullanmadığımdan belki de öyle bir etkisi olmadığından :) Clarins'in bir setinden çıkan ürünlerden biriydi, set halinde görürsem tekrar alabilirim ancak özellikle alacağım bir ürün değil. 

Clarins High Definition Body Lift: Clarins'in setinden çıkan ürünlerden biri de buydu. İçinde turuncumsu partiküller vardı ve jel formunda bir üründü. Cilde sürüldükten bir süre sonra ciltte yanma başlıyordu böyle söyleyince kötüymüş gibi anlaşılıyor elbette, ancak rahatsız edici bir etkisi yok. Bunu da düzenli şekilde kullanmadım o nedenle selülitler üzerindeki etkisi ile ilgili yorum yapamayacağım.

La Roche Misel Solüsyon: Bioderma'dan daha da çabuk şekilde bir çırpıda göz makyajımı temizliyordu ancak kokusu, ciltte bıraktığı his nedeniyle kullanmayı tercih edeceğim bir ürün değil.

Maybelline Feel Pink Ruj: son kullanma tarihi geçtiği için atacağım. Hem rengi de yapısı çok güzel bir rujdu. Bu tonlarda pembe bir ruj arayışı içine girersem tekrar alabilirim.

The Balm Concealer: Kapatıcılığı çok iyiydi ancak göz altımda rahatlıkla kullanamadım. Yapısı oldukça kalın. Cildimde zaman zaman oluşan kızarıklıklar ve sivilceleri kapatmak için ilerde tekrar alabilirim.

Inglot Oje Çıkarıcı: Ojeleri çok iyi temizliyor, yağlı yapısı sayesinde tırnak etlerine bakım yapıp yumuşacık olmalarını sağlıyor. Bu oje çıkarıcı ile ojeleri temizledikten sonra kolayca tırnak etleri geri itilebiliyor. Inglot mağazaları kapanmadan önce %50 indirim ile 10 liraya almıştım sanıyorum. Bir oje çıkarıcı için indirimli fiyatı bile yüksek.

Loreal Siyah Göz Kalemi: Sonuna kadar kullandım bu kalemi, tam olarak adını bilemiyorum. Özelliklerini de tam olarak hatırlayamadığım için yorumlayamıyorum.

İdéalia Kremler: Yüzüme kullanmak yerine el kremi gibi kullandım. Yüzümde herhangi bir reaksiyona sebep olmasından korktuğumdan son kullanım tarihlerinden emin olamadığım tester kremleri yüzüme sürmüyorum. 

Mutlu haftasonları, sevgiler.

B.

11 Aralık 2014 Perşembe

Ağız ve Diş Sağlığı Dosyası: Ağız Gargaraları

Renkli kozmetikler, cilt bakım ürünleri, saç bakım ürünleri derken ağız bakımı ve sağlığı ile ilgili bir yazı yazmadığımı fark ettim. Oysa ki çok çok önemli, üzerinde durulması gereken bir konu.

Ağız sindirim kanalının girişi olduğu için ağızdaki olumsuzluklar diş sağlığının bozulmasına, olumsuz etkilenmesine neden olabiliyor. Diş sağlığındaki bozulmalar kalp, böbrek, eklem v.b. yapılarda bozulmalara yol açabiliyor bu nedenle diş, diş eti, ağız sağlığı çok önemli. 6 ayda bir diş doktoruna gidip dişlerimizi kontrol ettirmenin, gerekli tedavileri ertelemeden uygulamanın önemini vurgulayarak bugünün konusu olan ağız gargaralarının işlevine ve nasıl kullanılmaları gerektiğine geçiyorum.

Ağız gargaraları ağızda plağın oluşmasını engelliyor. Dişinizi fırçaladıktan kısa süre sonra bile parmağınızı dişlerinizin yüzeyinde gezdirirseniz elinizin üzerine bir beyazlığın geldiğini görürsünüz, işte bu plak ve biz dişimizi fırçaladıktan sonra da plak oluşumu devam eder. Ağız gargaralarının işlevi plağı engellemek, diş fırçasının ulaşamadığı yerlere ulaşarak ağız temizliğini sağlamak. Ağızımızdaki plak oluşumunu engellemezsek başlangıçta yumuşak olan plaklar birikip sert bir yapı haline yani diş taşlarına dönüşüyor. Diş taşları ise diş etlerinin çekilmesine, diş kayıplarına neden oluyor.

Gargaralar az miktarda (Ben Listerine kullanıyorum, şişenin kapağının yarısı kadar), sulandırılmadan kullanılmalı. 30 saniye zaman tutarak ağızda gargara çalkalanmalı, zaman tutmak önemli çünkü her ne kadar 30 saniye kısa gibi görünse de çalkalama işlemi sırasında oldukça uzun gelen bir süre. Bir diğer önemli nokta ise, gargara ile ağzımızı çalkaladıktan sonra yarım saat boyunca hiç bir şey yememek, su bile içmemek. Ancak bu şekilde gargara işlevini yerine getirebiliyor, plağa karşı savunma sağlayabiliyor.
 
Gargara günde iki kez; sabah kahvaltısından sonra dişlerin fırçalanmasının ardından ve gece uyumadan önce yine dişlerin fırçalanmasından sonra kullanılmalı.
 
Dişimizi fırçalamak, gargara kullanmak elbette çok önemli ancak kesin çözüm değil. Bu nedenle 6 ayda bir diş doktorunuza gidip dişlerinizi kontrol ettirmek eğer oluşmuşsa oluşan diş taşlarını temizletmek ve gerekli tedavileri uygulatmak en iyisi.
 
Her günümüzün her yönden sağlık, mutluluk, huzur içinde geçmesi dileğiyle.
 
Sevgiler,

B.

30 Kasım 2014 Pazar

Kimyasal Peeling Deneyimim

Merhabalar,

Kimyasal peeling serüvenimde 3. seansı tamamlayıp yolu yarılamışken fikirlerimi, peelingin etkilerini sizlerle paylaşmak istedim. İlk olarak kimyasal peelingin ne olduğunu dilim döndüğünce anlatıp ardından neden kimyasal peelinge ihtiyaç duyduğumu anlatayım.

Nedir Kimyasal Peeling?

Cilt görünümünü daha iyi hale getirmek, renk eşitsizliklerini gidermek, ciltteki lekeleri gidermek veya görünümü hafifletmek, hafif kırışıklıklarda iyileşme sağlamak amaçlı kullanılan ve mutlaka tecrübeli kişilerce yapılması gereken bir uygulama. Kimyasal peeling cildi etkileme kuvvetine, derinliğine göre üçe ayrılıyor, hafif (yüzeyel deniyormuş), orta ve derin. Hafif ve orta derinlikteki peelingler günlük hayatı etkilemediği için sıkça tercih edilen peeling türleri, derin peelingler ise uygulamayı yaptıran kişinin günlük hayatını etkilediği, güneşe çıkmamak gerektiği ve herhangi bir ışığa maruz kalmamak gerektiği için yaygın olarak tercih edilmiyor. 

Kimyasal peelingin amacı cilt yüzeyinde bulunan derinin soymak, alttan yeni derinin cilt yüzeyine çıkmasını sağlamak. Ciltteki siyah noktaları temizlemek, kuruluğu gidermek, yağlanmayı düzenlemek gibi vaatleri de var.

Neden Kimyasal Peeling Yaptırmaya Karar Verdim?

Yüzümde ve (özellikle alın bölgemde) oluşan güneş lekelerini gidermek, sol yanağımda sürekli iyileşip iyileşip tekrar çıkan sivilcelerden kalan izlerinden kurtulmak için uzun uzun düşündükten sonra yaptırmaya karar verdim.

Kimyasal Peeling Nasıl Yapılıyor, Acı Veren Bir Uygulama Mı?

Benim cildime Neostrata markasının farklı derecelerdeki kimyasal peelingleri uygulandı. Gözleriniz pamukla kapatıldıktan sonra cildi peeling için hazırlamak için kendi temizleyicisi ile cilt temizleniyor, ardından bir fırça yardımıyla kimyasal peeling cildinize sürülüyor. Küçük bir kaba aktarılan su kıvamında bir ürün kimyasal peeling.

Ürün cildinizde en sorunlu olan bölge neresiyse o kısımdan başlanarak uygulanıyor, örneğin benim alnımdaki renk farklılıkları yüzümün diğer kısımlarına göre daha fazlaydı ve ürün her seansta alnımdan uygulanmaya başlandı. 

İlk seansta %20'lik, ikinci seansta %35'lik, üçüncü seansta ise %50'lik kimyasal peelingler uygulandı. Uygulama sırasında herhangi bir acı hissetmedim sadece cildimde hafif hafif batmalar ve hafif bir yanma hissettim. Öyle aman aman bir acı, rahatsızlık hissi olmadı. Ancak belirtmeliyim ki her uygulama her kişide farklı reaksiyon ve sonuçlara neden olabiliyor; benim cildimde meydana gelen yanma ve batma hissinden daha az etkilenecek kişiler olabileceği gibi daha fazla etkilenecek kişiler de olabilir.

Peeling cilltte yaklaşık 5 dakika kalıyor, kişinin cildinin verdiği tepkiye bu süre kısalabileceği gibi uzayabilir de. Benim cildimde ilk iki seansta 5 dakika, üçüncü seansta ise 4 dakika kaldı. Peelingin ciltte kalması gereken süre tamamlanınca Neutroliser (Nötrleyici) peeling uygulanan bölgelere sıkılarak asit söndürülüyor. Yanma hissi hemen dinmiyor çünkü asitler cilt yüzeyinden temizlendikten sonra cilt altında çalışmaya devam ediyormuş. 

Uygulamada son adım güneş koruyucunun cildinize sürülmesi. Sonra ay parçası gibi diyemem ancak hafif kırmızı yüzünüzle gününüze devam edebilirsiniz. :)

Uygulama Rutini Nedir?

Seanslar 20 gün arayla uygulama yapılacak şekilde düzenleniyor. Seansları aksatmadan uygulama yaptırmak önem taşıyor.

Peeling Sonrasında Ciltte Ne Gibi Değişimler Oluyor?

Yukarıda bahsettiğim gibi asit söndürüldükten sonra da cilt altında çalışmaya devam ettiği için cildinizdeki yanma hissi azalarak devam ediyor. Devam ediyor dediysem öyle çok uzun süre değil, 10-15 dakikadır sanıyorum en fazla. Kimyasal peeling uygulamasından sonra cilt inanılmaz derecede kuruyor, sürekli nemlendirmek, güneş koruyucu sürmek gerekiyor. İlk bir kaç gün her iki saatte bir güneş koruyucu sürmek gerekiyor. İlerleyen günlerde ise bir kaç saatte bir sürmeye başlıyorum.

Bu hafta iki ayrı dermatoloğa gittim, ilk dermatolog bir sabah bir öğlen güneş koruyucu sürmen yeterli dedi, ikinci dermatolog ise güneşli günlerde 3 saatte bir, güneşli olmayan günlerde günde bir kez sürmen yeteli dedi. Ben tedbirli olmak üzgün olmaktan iyidir diye düşündüğüm için elimden geldiğince sık güneş kremi sürmeye çalışıyorum çünkü yeni deri yüzeye çıkıyor ve güneşten daha kolay etkileniyor. Cilt lekelerinden kurtulmaya çalışırken daha fazla cilt lekesiyle bu süreci tamamlamak istemiyorum.

Cildimde ufak ufak soyulmalar oldu ancak benim gözlemleyebileceğim şekilde, ancak yine belirtmek istiyorum ki benim cildimdeki soyulmaların az olması her cildin aynı tepkiyi vereceği anlamına gelmiyor.

Gelelim cildimdeki değişimlere, çevremdekilerin tepkilerine. Lekelerimin görünümü hafifledi, sivilce izlerim çok büyük oranda geçti, siyah noktalarımın yüzde doksanı belki de geçti. Beyaz noktalanmaları ortadan kaldırmadı, onu da belirteyim. Yüzümün T bölgesi hep yağlanırdı ancak şu anda eskisi gibi yağlanmıyor. Cildim aydınlandı. Çevremden cildimin çok düzeldiği, aydınlandığı şeklinde yorumlar alıyorum. Cildimde fondöten, kapatıcı gibi hiç bir ürün olmadığını söylediğimde şaşırıyorlar. Fondöten, kapatıcı kullanmamak çok rahat ancak sürekli güneş kremi sürmek zorlayıcı. 

Tavsiye Eder Miyim?

Gittiğim ilk dermatolog kimyasal peelingi yararlı görüyor ancak kimyasal peelingin sivilce oluşumunu tetiklediğini de söylüyor; ikinci dermatolog ise lekelere çözüm olmayacağını iyi bir cilt bakımı olarak düşünülmesi gerektiğini söylüyor. Kendi deneyimlerime göre lekeleri hafifletiyor, sivilce izlerinde çok etkili, cildimdeki yağlanmayı düzenledi ve siyah nokta oluşumunu çok azalttı. Beyaz noktaları ortadan kaldırmadı, tekrarlayayım. 

Eğer ciddi güneş yanıklarınız, bilinen alerjileriniz, açık yaralarınız yoksa, çok yakın zamanda cildinize bir uygulama yaptırmadıysanız, kılcal damarlarınız cilt yüzeyine yakın değilse (rozaseiform cilt değilse), aktif herpes enfeksiyonunuz (uçuğunuz) yoksa, hamile değilseniz, cilt hassasiyetine neden olan retinoik asid, salisilik asid gibi ilaçlar kullanmıyorsanız kimyasal peeling yaptırabilirsiniz. 

Eğer güneş kremi sürmekle, cildimde oluşan kuruluk hissiyle (ilk bir hafta cilt çok kuruyor) uğraşamam diyorsanız, seansları takip edemem belirtilen aralıkla uygulama yaptırmaya gidemem derseniz hiç boşuna kendinizi, cildinizi ve cüzdanınızı yıpratmayın derim. Daha iyi bir sonuç almak için çıkılan yolda cildinizin daha fazla lekelenmesine neden olmak gibi bir risk de var çünkü. 

Ancak derseniz ki "Ben dikkatli bir şekilde cildimi uygulama sonrasında korurum, güneş kremi sürmeyi aksatmam." o zaman denenebilecek bir alternatif olabilir.


Sevgiler,
B.

4 Kasım 2014 Salı

Pembe Heyecanın Sen de Bir Parçası Ol!

Meme Kanseri Farkındalığı’nı arttırmak için yapılan hoş sürpriz tüm kadınları harekete geçirdi. Sen de bir parçası olmak için videoyu izle!

Bir boomads advertorial içeriğidir.

2 Ekim 2014 Perşembe

Doğru Fondöten Rengi Nasıl Seçilir, Doğru Rengi Seçememişsek Nasıl Kullanılır Hale Getirilir?



Fondöten rengini doğru seçmek fondöteni uyguladığımız bölgeler ve uygulama yapmadığımız bölgeler arasında belirgin renk farklılıkları oluşmaması, doğal görünüm açısından büyük önem taşıyor. Boynumuz İskandinav coğrafyasından birinden, yüzümüz ise Afrika kıtasından birinden ödünç alınmış gibi veya tam tersi bir görünümde olmamak için en iyisi kendi rengimizi dikkatle seçmek :) 

Kendi cilt tonunuza uygun fondöteni seçebilmek için cilt alt tonunuzu öğrenmekte fayda var. Alt tonunuzu belirlemenin bir yolu cildinizin altın takılarla mı yoksa gümüş takılarla mı daha canlı göründüğüne bakmak eğer altınla cildiniz daha canlı görünüyorsa alt tonunuz sıcak, gümüş takılarla daha canlı görünüyorsa cilt alt tonunuz soğuktur. Eğer altın yada gümüş takılar taktığınızda herhangi bir fark görmüyorsanız o zaman nötr cilt alt tonuna sahipsiniz demektir. Bir diğer belirleme yöntemi damarlarımıza bakmak; yeşilimsi damarlar sıcak alt tonlu olduğunuza işaretken mavimsi, morumsu damar rengi soğuk alt tonlu olduğunuza işaret. Eğer mavi mi yeşil mi ayırt edemiyorsanız nötr cilt alt tonuna sahipsiniz demek oluyor. Derseniz ki aman bu ne saçma bir şey o zaman siz hiç uğraşmayın, Sephora'daki satış danışmanlarından veya Mac'teki makyaj artistlerinden yardım alabilirsiniz, Mac'teki makyaj artistleri bu konuda çok iyiler. 

Cilt alt tonunuzu belirledikten sonra sıcak renk veya soğuk renk skalalarına bakarak fondöten seçimi yapabilirsiniz.
 

 
Peki fondöteni cildimizin neresine sürerek denemeliyiz? Elimizin üstü, bileğimizin iç kısmı kesinlikle deneme yapmak için uygun bölgeler değil, çünkü ellerimiz güneşe yüzümüzden daha çok maruz kalıyor ve bu nedenle ellerimiz yüzümüzden daha koyu bir cilt tonuna sahip oluyor. Bilek içlerimiz ise yüzümüzden daha açık renkte veya koyu renkte olabiliyor güneşe maruz kalma sürelerine göre. Sadece yüzümüzde denemek de en iyi sonucu vermiyor çünkü yüzümüz boynumuzdan daha koyu renkte olabiliyor. Ya çene çizgimizin biraz daha üstünden başlayarak boynumuza da fondöteni uygulamak ya da direk boynumuza uygulamak en iyi sonucu veriyor. Fondöten sürülen bölge boyun rengimizden ne açık ne de koyu durmalı, fondöten sürülmüş bölge cildimizle aynı tonda olmalı.

Boyunda denememizin nedeni yüzümüz ve boynumuz arasında renk farkı olmasının önüne geçmek, çünkü renk farklılıkları boyun renginden anlaşılıyor. 

Peki yanlışlıkla cilt renginize uygun bir fondöten aldığınızda o fondöteni nasıl kullanmak lazım? Aldığımız fondöteni aman rengi uymadı diye çöpe atmakla paramızı çöpe atmak pratikte aynı olmasa da teoride aynı nitekim. Fondöteniniz koyu ise beyaz renkteki SPF içeren güneş kreminiz ile karıştırabilirsiniz veya nemlendiriciniz ile karıştırabilirsiniz. Eğer bu şekilde rengi daha açık hale geliyor ancak kapatıcılığı azalıyor derseniz ikinci bir kat uygulayarak istediğiniz kapatıcılık düzeyine ulaşabilirsiniz. Eğer fondöteniniz açık renk ise fondöteni tüm yüzünüze uygulayıp ardından büyük bir fırça ile yüzünüzün tümüne bronzer uygulayabilirsiniz veya bronzerınızdan bir parça kazıyıp (toz şeklindeyse çok az bir miktar alıp) fondöteninizle karıştırıp yüzüne sürebilirsiniz. 

Eğer elinizde size hem koyu gelen hem de açık gelen bir fondöten varsa onları karıştırıp uygulayabilirsiniz. Ben makyaj uygulaması yapmaya gittiğim zamanlarda her cilt tonu için ayrı bir fondöten alamayacağım için açık ve koyu renkteki fondötenleri karıştırarak makyaj yapacağım kişinin cildine uygun tonda fondöten elde etmeyi tercih ediyorum. 

Cilt tonunuza uygun olmayan fondötenleri kullanmanın bir diğer yolu ise kontür yaparken kullanmak. Koyu renkli fondotenlerinizi likit bronzer olarak kullanabilirsiniz. Açık renkli fondotenlerinizi ise ön plana çıkarmak istediğiniz bölgelerde likit aydınlatıcı olarak kullanabilirsiniz. 

Sevgiler, 

B.

1 Eylül 2014 Pazartesi

Ürünleri Uzun Süre ve Hijyenik Kullanma Konusunda Dikkat Edilmesi Gerekenler

Ürünleri uzun süre bozulmadan kullanmak için dikkat edilmesi gerekenlere değindikten sonra her şeyden önemli olan hijyenik kullanım hakkında bir kaç noktaya değineceğim.


Ürünlerin ambalajlanma biçimlerine göre (tüpte, kapta şişede v.b.) dikkat edilmesi gereken hususlar var. Örneğin:
  • Mac'in paintpotları, Maybelline'in color tatto farları, jel eyelinerlar gibi ürünleri uygulama sırasında ürünü hemen alıp ağzını kapatarak ya da temiz bir yüzeye ters çevirip havayla temasını engelleyerek kullanmakta fayda var. Çünkü uygulama süresi ne kadar kısa olsa da bu tip ürünler havayla temas eder etmez kurumaya başlıyor ve ürün kurudukça kullanım süresi azalıyor ve alınan verim düşüyor.
  • Ürünleri güneşten uzak, karanlık, kapalı yerde tutmak kullanım sürelerini uzatıyor.
  • Buzdolabında sakladığınız ürünler (termal sular, tonikler, nemlendirici) varsa kullanım ardından vakit kaybetmeden tekrar buzdolabına koymak gerekiyor ki sıcak-soğuk farkından ürün etkilenmesin, kısa sürede bozulmasın.
  • Rimel kullanırken fırçayı tüpün içine bir kez sokmak yeterli, fırça gerekli olan ürünü üzerine zaten alıyor. Pompalar gibi hareketlerden kaçınmakta fayda var çünkü bu durumda rimelin daha fazla havayla temas ediyor ve daha çabuk kuruyor.
Hijyen en fazla önem verdiğim konu bu nedenle bu konuda dikkat edilmesini özellikle tavsiye ettiğim bir çok nokta var :)

  • Fondöten, kapatıcı gibi ürünleri ellerinizle uygulamayı tercih ediyorsanız (bazı ürünlerde en doğal uygulama el ile uygulandığında ortaya çıkıyor, temiz fırça kalmamışsa elle uygulamak en temizi ve kolayı) elleriniz mutlaka temiz olmalı aksi takdirde ürüne ya da ürünün elinize değdiği kısma elinizdeki bakterileri bulaştırabilirsiniz.
  • Sivilceleri kapatmak için kullanılan fırçanın tekrar kapatıcı kabına ya da ürünün ağız kısmına sürülmemesi gerekiyor çünkü sürüldüğünde ürün anti-bakteriyel özelliğini yitirmiş oluyor ve ürünün içinde bakteriler üremeye başlıyor. Yüzdeki mevcut sivilceler geçse de o ürünü uyguladığınız sürece yeni sivilcelere, cilt hassasiyetlerine davetiye çıkmış oluyor.
  • Ürünlere sadece temiz fırçaların sürülmesi gerekiyor yukarıda açıkladığım sebepten dolayı.
  • Toz ürünleri kullandığımız fırçalar bir kaç defa yıkamadan kullanılabilse de likit ürünleri uyguladığımız fırçaları her kullanımın ardından temizlemek gerekiyor. Çünkü nemli ortamlar bakterilerin üremeleri için daha elverişli.
  • Lütfen bir başkası size makyaj yapacaksa kullandığı tüm ürünlerin alkol ile dezenfekte edildiğinden,kullandığı tüm fırçaların temiz ve dezenfekte edilmiş olduğun emin olun. Ruj tüpüne daldırdığı aplikatörü direk sizin dudağınıza uygulamaya çalışan kişiyi lütfen uyarın ve bu şekilde bir uygulama yapmamasını isteyin. Makyaj malzemeleri kişisel olmalı, mikrop, bakteri, virüs transfer etme aracı olarak kullanılmamalı. Uçuğun bir virüs türü olduğunu ve siz taşımadığınız halde taşıyan bir insan makyaj malzemelerini, bardağını, çatalını, kaşığını kullandığınız takdirde size de geçeceğini ve hayatınız boyunca taşıyacağınızı unutmayın. Elbette bir makyöz ve ya makyörün her müşterisi için sıfır ürün açması mümkün değil ancak ruj kullanacaksa bir paletin üzerine aktarıp fırça ile uygulayabilir, toz ürünler kullanacaksa aynı şekilde başka bir kaba kullanacağı miktar kadarını aktarıp uygulamayı yapabilir. Sağlığımız her şeyden önce geliyor kendimize dikkat edelim ve kimsenin sağlımıza zarar vermesine izin vermeyelim :)
Sevgiler,

B.

30 Ağustos 2014 Cumartesi

Kozmetik Ürünlerin Bozulduklarını Anlama Yöntemleri ve Kalan Kullanım Sürelerini Hesaplayan Siteler

Kozmetik alışverişi yapmak, gerekli gereksiz her ürünü eve doldurmak, "Aman indirime girmiş kim bilir bir daha ne zaman indirime girer?" diyerek stok yapmak benim için çok alışılagelmiş bir durum. Sonuç ise bayatlamasa gelecek nesillere iletmeye yetecek kadar fondöten, pudra, ruj, makyaj paleti, parfüm. Ancak ne yazık ki kozmetik ürünler raf ömrü olan, havayla temas ettikleri andan itibaren geriye saymaya başlayan biçilmiş ömürleri olan, havadan, ısıdan, güneş ışınlarından, ani sıcaklık değişimlerinden korunması gereken ürünler.
 
Ürünleri almadan önce kullanırken dikkat edilmesi gereken iki husustan var:
 
1. Üretimden sonraki kullanım süresi: Bu kullanım süresi ürün gruplarına ve ürün yapılarına göre farklılık gösteriyor. Genel hatlarıyla örnek verecek olursak pudraların raf ömürleri (üretildikten sonra kullanılmak için uygun oldukları süre) 3 yıla kadar çıkabiliyorken, parfümlerde bu süre 5 yıl olabiliyor.
 
2. Açıldıktan Sonraki Kullanım Süresi: Açıldıktan sonraki kullanım süresi raf ömrüne göre daha kısadır. Örneğin rimellerin 6 ay, rujların 1 yıl gibi süreleri var. Bu süreyi ürünün ambalajının üstünde görebilirsiniz. Kapağı açılmış küçük bir ürün resmi yanında 6M(6 Ay), 1Y(1 Yıl) gibi yazılar bulunuyor.
 
Kozmetik ürünlerin bozulup bozulmadığını anlamak için ürün nasıl kontrol edilmeli?
 
1. Ürün homojen mi, ürünün yapısında bir değişiklik var mı?
2. Ürünün kokusunda bir değişiklik var mı?
 
Ürünler kullanılmadan durduklarında ürünün yapısına bağlı olarak homojen durmayabilirler örneğin çift fazlı cilt temizleyicileri, bazı fondötenler, bazı ojeler gibi. Ürünleri kullanmadan önce çalkalamakta fayda var. Ancak ürünü çalkalamanıza rağmen ürün homojen bir görünüme ya da kıvama kavuşmuyorsa üründe sorun olabilir. Üründe minik minik pütürcükler, ayrışmalar, renk düzensizlikleri varsa ürünün bozulmuş olduğunda şüphelenmek gerekiyor.
 
Ürünlerin kokusundaki değişiklik bozulmanın en garantili habercilerinden. Eğer bayat, aşırı kimyasal, ilk aldığınızdan farklı bir kötü bir kokusu varsa kullanmamakta fayda var. Elbette ürün alındığı zaman çoktan bozulmuş da olabiliyor o nedenle yeni aldım bayat olması imkansız diye düşünmemek gerekli, eğer ürünün size kötü gelen bir kokusu varsa kullanmamakta fayda var.
 
Kozmetik ürünler kendilerine biçilen süreyi tamamladıktan sonra kullanılmamalı, aksi takdirde ciltte ve gözlerde alerjik reaksiyonlara sebep olabiliyor. Bu konu çok hassas olduğu için kozmetik ürünlerin kalan kullanım sürelerini kontrol ettiğim siteleri sizinle paylaşmak istedim.
 
Bu sitelerin birincisi checkcosmetic.net sitesi. Çok geniş bir veri tabanı var, oldukça fazla markanın ürünlerinin kalan kullanım sürelerini hesaplıyor.
 
Önereceğim ikinci site ise cosmeticswizard.net sitesi. Bu site checkcosmetic sitesinden çok daha az markanın ürünlerinin kalan kullanım sürelerini hesaplıyor ancak ikinci bir altenatif olarak yine de ekliyorum.

İyi hafta sonları diliyorum.

Sevgiler,

B.

29 Ağustos 2014 Cuma

Pembeler Pembeler


 
Daha önce yazısını yazmış olduğum Bourjois-In The Navy 23 Numara Oje ile birlikte aldığım pembe oje ile karşınızdayım. Çok güzel bir pembe, aldığım için memnunum. Sürümü kolay ve çok kolay kuruyor. Fiyatı 8 lira civarındaydı.

 
Çok güzel bir hafta sonu geçirelim hepimiz :)
 
Sevgiler,
 
B.

11 Ağustos 2014 Pazartesi

Hafif Göz Makyajı


 
Bugün var ile yok arası, farı eyeliner olarak kullandığım bir makyaj uygulamasını paylaşmak istedim. Sıradaki yazılarımız ise gelin makyajı, bitenler hakkında bir yazı olacak.
 
Hangi yazının önde gelmesini istersiniz acaba? :)
 
Sevgiler,
 
B.

23 Mayıs 2014 Cuma

URIAGE-Depiderm İle Lekelerle Mücadele

Merhaba Sevgili Güzellik Tutkunları,

Uzun zamandır evlilik, balayı, gezme, tozma sebebiyle yazmaya fırsat bulamadığım bloğumuzu ne kadar özlediğimi fark ettim sevgili B.'nin attığı bir fotoğrafla. Hemen vakit kaybetmeden 2 haftadır kullandığım, lekelerle mücadelemde yeni yoldaşım olan üründen bahsedeyim dedim. Daha önceki yazılarımı okuyanlar pek çok leke ürününden bahsettiğime tanık olmuştur. Gittiğim dermatoloğun tavsiyesiyle yeni ekibim Uriage-Depiderm ve Solante Pigmenta.

Öncelikle Solante ile başlamak istiyorum. Güneş kremlerini farklı cilt tiplerine ve özel durumlara göre sınıflara ayıran, 10'a yakın (tam sayıyı bilmiyorum ancak akneli ciltlere, lekeye, hamilelere vs özel kremler mevcut) farklı özellikte güneş kremiyle genellikle dermatologlarca tavsiye olunan ürünün pigment dengesi sağlayan, leke ve ton farklılıklarını gidermeye yardımcı olurken, yaşlanma karşıtı etkisi ile de ince kırışıklıkları gideren 50 spf gibi güçlü bir korumayla ve yoğurt kıvamıyla karşımıza çıkan ürününü kullanmaya 1 yıl önce başladım. Şu an ürünün, cildimde yarattığı yoğun koruma hissi (her ne kadar yoğurt gibi olup zor emilse de :) ve pek çok doktor tarafından tavsiye edilmesi sebebiyle, ikinci kutusuna geçmiş bulunuyorum. Hamile bir arkadaşıma da doktorunun Solante Pregna tavsiye etmesi beni ürüne daha da yaklaştırdı, bunu da bilginize sunarım :D Ürünü en son 80 TL'ye Tunalı Hilmi Caddesi'nde bulunan Lünet Eczane ve Optik'ten aldım. Asık suratlı Eczacı hanıma rağmen aradığım ürünleri rahat bulmam sebebiyle bir kaç parça ürünü topladım çıktım.



Asıl yeni deneyimim, leke mücadele yoldaşım Depiderm'den bahsedecek olursak; 1 yıl kadar önce bana Solante'yi tavsiye eden dermatolog Dr. Şale Kutsal Yılmaz tarafından reçeteme yazılmıştı. O sıra Murad, Dermalogica gibi pek çok markanın ürünü elimde bulunmaktaydı ve hadi bunu da sonra alayım demekle geçiştirmiştim Uriage Depiderm'i. Nitekim 2 haftadır geceleri yatmadan önce kullanmaya başladım. Eczacı yazın da kullanabileceğimi, ancak gece-gündüz yerine sadece gece kullanıp gündüz yoğun koruma yapmam gerektiğini dile getirdi. Şu ana kadar leke tonlarında hafif açılma gördüğümü söyleyebilirim, bir de sabah kalktığımda hafif kızarıklık :D Bunun sebebinin yoğun ve cilt yenileyen bir ürün kullanmam olduğunu düşünüyorum.
Şu anda lekelerim geçti, bu bir mucize demek için çok erken olsa da ürünün yararlı olacağına dair ümitlerim sonsuz :D Daha sonra yazının altına yorumlarımı ekleyeceğim.

Bundan sonra bol bol görüşmek dileği ile ...
M.
 

 

9 Mayıs 2014 Cuma

Yakinda Blogda Yazısı Olacaklar


 
Yakındaki blogda olacak yazıların başrol oyuncuları bu şekilde :) Önce hangisinin yazısını istersiniz?
 
Sevgiler,
 
B.

8 Mayıs 2014 Perşembe

Bourjois-In The Navy 23 Numara Oje



Uzun zamandır aradığım renkteki bu internetteki bir alışveriş sitesinde gezerken buldum. Tam istediğim tonda çıktı. Ojenin fırçası oldukça kalın ojeyi sürmeyi zorlaştırıyor. Ancak ojenin rengini çok beğendiğim için fırçası hiç sorun değil. :)

 
Fiyatı 8 lira civarındaydı, aynı markadan bir de pembe renkte oje aldım, o ojenin yazısını da birkaç gün içinde yayınlayacağım.
 
Sevgiler,
 
B.

7 Mayıs 2014 Çarşamba

Maybelline Color Show 77 Numara Oje


 
Bu tonlardaki pembe ojeleri çok beğeniyorum. Ancak istenen tonu, kolay sürüşü ve bitişi bulmak zor. Bu da bu tonlardaki pembe arayışımın ürünlerinden biri.  Sürümü zor bir oje,  ilk kat iyice kurudktan sonra ikinci katı sürmek gerekiyor yoksa oje bazı kısımlarda fırça darbelerinden etkilenip inceliyor ve homojen görünümü bozuluyor.
 
 Tam olarak benim istediğim tonda ve bitişte değil, ben daha açık bir pembe istiyorum ve bu kadar mat olmasın istiyorum. Önerileriniz varsa denemek isterim :)

 
Sevgiler,
 
B.

6 Mayıs 2014 Salı

Bantla Manikür


Almayı çok büyük hevesle beklediğim nail art yapımında kullanılan bantları en sonunda aldım ancak çok uzun zamandır hiç bir manikür uygulaması için kullanamadım. En sonunda bir uygulamada kullanabildim ve hazır yapmışken blogda yazısını yazmak istedim.

 
Bu bantları kullanırken dikkat edilmesi gereken asıl noktalardan birincisi bantları yapıştırmadan tabana uygulanan ojenin tamamen kurumasını beklemek, ikinci nokta ise bantların üstüne uygulanan ojenin kurumasını bekledikten sonra bantları tırnakta yapıştırıldıkları yerden çıkarmak.
 
Yakın zamanda rengarenk, değişik şekillerdeki manikürlerle karşınızda olacağım :)
 
Sevgiler,
 
B.

5 Mayıs 2014 Pazartesi

Pembe Tonlarında Kolay Manikür


 
Yine noktalama aletleriyle (dotting tools) yaptığım bir manikür ile karşınızdayım. Taban renk olarak Maybelline Color Show 77 numara açık pembe ojeyi kullandım. Yapımı çok kolay zaman almayan bir manikür.

 
Sağlıklı, mutlu, güzel haftalar. :)
 
B.
 

3 Mayıs 2014 Cumartesi

Tırnak Yapıştırmalarıyla Nail Art


 
Tırnak yapıştırmalarını hep beyaz tonlarındaki ojelerle kullanmayı tercih etsem de bu sefer bir değişiklik yaptım ve kırmızı tonlarındaki bir oje ile kullandım. Bu yapıştırmaları kullandıkça "Aslında yarım saat fırçalarla ve diğer araç gereçlerle nail art yapmaya gerek yok." diyorum :)
 
Sevgiler,
 
B. 

2 Mayıs 2014 Cuma

Sivilcelerle Mücadele


 
Sivilcelerime savaş açmış bulunuyorum. Yüzüm resmen bir mayın tarlasına dündü ve bu durumdan hiç hiç menün değilim. Belirli periyotlarla buradan gelişmelerle ilgili yazılar yazacağım. Sağdan sola kullandığım ürünler: Dermalogica Precleanse Makyaj Temizleme Yağı, YSL Top Secrets Peeling, Dermalogica Special Cleasing Gel, Dermalogica Daily MicroFoliant, Dermalogica Active Moist, Neostrata Göz Kremi, Differin Sivilce Kurutucu Krem.
 
Akşamları makyajımı Dermalogica Precleasnse Makyaj Temizleme Yağı ile temizledikten sonra sağdan sola doğru sıraladığım şekilde bu ürünleri kullanıyorum.
 
Sivilcelerinizden kurtulmak için siz neler uyguluyorsunuz? Tavsiye edebileceğiniz ürünler neler acaba?
 
Sevgiler,
 
B.

1 Mayıs 2014 Perşembe

Saç Derimi Yara Yapan ve Kepeklendiren Şampuan


 
Bugün size bahsedeceğim şampuan saç derimde sivilce ve yara yapan, kepeklendiren bir şampuan. Bütün saç derim yara oldu, saç derimi kaşıya kaşıya bir hal oldum kullanan ve memnun olan var mı aranızdan bilmiyorum ancak benim saç derime çok zarar verdi.
 
Saç derimin düzelmesi için bebek şampuanı kullanıyorum bir süredir, saç derim düzeldi Allah'tan. Sizin kullandığınız, memnun olduğunuz şampuanlar hangileri? Tavsiyelerinizi almak isterim.
 
Sevgiler,
 
B.

30 Nisan 2014 Çarşamba

Diğer Sitelerden Daha Ucuza Aynı Ürünleri Satan Site Önerileri

İndirimsiz ürün almadığımı ve tüm piyasayı araştırıp en ucuz ürünü bulmaya çalıştığımı binlerce kez söylemiş olduğumdan sanıyorum (Ne yapalım indirimli ürünler de benim ilgi alanım :)) farklı ürünler için "nerede daha ucuz buluruz?", "hangi tarihlerde indirime giriyor?" gibi mailler alıyorum. Bu nedenle sadece mail yazan kişilere cevap vermek yerine blogdan bu tip site önerilerinde bulunmanın ve hangi tarihlerde nerelerde indirim olduğu ile ilgili yazılar yazmanın daha faydalı olacağına karar verdim.

İlk olarak iki üç gün önce Trendyol'da gördüğüm 79 lira civarında satılan bir topuklu ayakkabının aynısının bir başka sitede (Sitenin adı iştebuayakkabı.com) 59 liraya gördüm bugün. Ayakkabı aşağıdaki resimdeki:


Siteyi biraz karıştırınca da bir çok yerdeki babet ve çantaların da daha ucuza satıldığını gördüm. Sitenin linki için buraya tıklayabilirsiniz. Çantaların bir kısmı:


Bunlar da babetlerin bir kısmı:

 
 
 
 Bu arada açıkça belirtmek isterim ki ne bu siteyle ne de ileride indirimli ürün sattığını görüp blogda yazısını yazdığımız herhangi bir site ile hiçbir gelir alışverişimiz yoktur. Hazır yazı dizisine başlamışken baştan söyleyeyim istedim :)
 
Bu yazı dizisi ile ilgili siz ne düşünüyorsunuz?
 
Sevgiler,
 
B.
 

29 Nisan 2014 Salı

Papatya Desenli Manikür


Beş dakikada yapılabilecek çok kolay bir manikür bugün konuğumuz. Papatya desenli tırnaklar.


Kulladığım tüm ojeler Flormar'dan. Mavi 429 numara, sarı 41 numara, beyaz 310 numara.

 
Mutlu haftalar.
 
Sevgiler,
 
B.

15 Nisan 2014 Salı

Fırça Temizliği


Dün fırçalarımı yıkamışken fırçaların temizliği ile ilgili bir yazı yazayım dedim. Fırçalarımı sıvı sabun, bebek şampuanı ile yıkamıştım şimdiye kadar. Sıvı sabunu durulamak zor olduğu için bebek şampuanına geçiş yaptım. Ancak kılları sık fırçaları da bebek şampuanından arındırıp durulamak zor oluyor. Dün beyaz sabunu denedim ve çok memnun kaldım hem anında temizleniyor hem de durulamak çok kolay oluyor. İnstagram'da "Siz nasıl firçalarınızı temizliyorsunuz?" diye sordum bugün, zeytinyağının fırçalara iyi geldiğini okudum. Daha önceden zeytinyağı ekleyince yağlı yağlı kalır mı diye düşünüyordum şimdi en azından ilk yıkamaya ekleyeceğim.
 
Siz nasıl temizliyorsunuz acaba fırçalarınızı, sizden alabileceğim fikirleri merak ediyorum.
 
Sevgiler,
 
B.

14 Nisan 2014 Pazartesi

Bahar Dalı Desenli Manikür


 
Çok sevdiğim bir arkadaşımın ellerine uyguladığım ojenin resimleri bugün konuğumuz. Hazır bahar aylarındayken bahar dalları deseniyle bir manikür yapmayım dedim.

 
Baz rengi olarak beyaz ve yeşil ojeleri tercih ettim. Dallar için kahverengi ojem olmadığından siyah renk kullandım ve çiçekler için koyu pembe, açık pembe ve beyaz oje kullandım. Dalları çizmek için ince uçlu bir fırçadan, çiçekler için de noktalama aletlerinden yararlandım.
 
İyi haftalar.
 
B.

25 Mart 2014 Salı

Çiçek Desenli Manikür



Bugünün manikürü ise çiçekli tırnaklar, yapması sabır isteyen bir manikür ancam ortaya çıkan görüntü gayet hoş oluyor. 


Mutlu haftalar. 

B. 

6 Mart 2014 Perşembe

Cupcake Desenli Manikür



 
Bugünün konuğu ise cupcake desenli tırnaklar. Noktalama aletlerini kullanarak uygulama yapmak çok kolay ancak dikkat edilmesi gereken bir nokta var: Sürülen oje katlarının kurumasını sabırla beklemek. Beklemeyince benim yaptığım kalpte olduğu gibi dalgalanmalar baş gösteriyor :)
 
Sevgiler,
 
B.

27 Şubat 2014 Perşembe

Ayıcık Desenli Manikür


 
 
Bugün ayıcık desenli bir manikür paylamak istedim. Uygulaması çok kolay. Yapılışının resimlerle detaylandırılmış halini görmek isterseniz söylemeniz yeterli :)
 
Sevgiler,
 
B.

13 Şubat 2014 Perşembe

Puantiyeli Tirnaklar


 
Yapımı çok kolay olan ve kuruması çok kısa süren bir manikürü beğeninize sunmak istedim bugün. Ben baz renk olarak belli belirsiz bir krem rengini tercih ettim. Üst kısımdaki puantiyelerde ise pembe, koyu pembe ve bordo ojeleri kullandım. Puantiyeleri yapmak için noktalama aletlerini(dotting tools) kullandım ancak noktaları kalem uçlarıyla, toplu iğnelerin topuz kısımlarıyla, tel tokaların uç kısımlarıyla da kolayca yapmak mümkün.
 
Sevgiler,
 
B.

12 Şubat 2014 Çarşamba

Sarı Oje-Flormar 41 Numara


 
Bugün konuğumuz Flormar'ın sapsarı ojesi. Desenli manikürlerde kullanmak amacıyla almıştım ancak tırnakların tümüne uygulayınca da iyi durdu sanki siz ne dersiniz?
 
 
Bu hafta bol bol oje yazısının sizlerle olacağını müjdeler, güzel haftalar dilerim. :)
 
Sevgiler,
 
B.

 

22 Ocak 2014 Çarşamba

En Etkileyici Parfümler

Özgür, duru, romantik, baştan çıkarıcı… Tarzınız ne olursa olsun kısa bir araştırmayla hayalini kurduğunuz parfüme ulaşmanız an meselesi. Parfüm seçiminde notaların tene uyumu ve uyandırdığı duygular kadar şişe tasarımının etkileyici olması da önemli. Parfümünüz bir bütün olarak sizi yansıtmalı. Bu amaçla sizler için en etkileyici parfüm şişelerini derledik.


Guerlain La Petite Robe Noire

Guerlain La Petite Robe Noire, küçük siyah elbisenin fenomen hikayesiyle romantik aynı zamanda yaramaz ve baştan çıkarıcı kadınlara sesleniyor.

Bu ürünü incelemek için tıklayın.


Paco Rabanne Invictus

Sizi erkeklerin yeni güçlü dünyasına çağıran Paco Rabanne Invictus’un tasarımı da kendisi gibi yenilmez!

Bu ürünü incelemek için tıklayın.


Marc Jacobs Daisy

Zamanında yaratıcı tasarımıyla FIFI ödüllerini de kazanan Marc Jacobs Daisy, senelere meydan okuyor ve orijinalliğini koruyor. Şişe tasarımı parfümün adı gibi papatya şeklinde ve çok renkli! Enerjik ve cesur kadınların seçimi Marc Jacobs Daisy, meyveli notalarıyla bağımlılık yaratıyor.

Bu ürünü incelemek için tıklayın.

 

Roberto Cavalli Just Cavalli

Piton, cam ve metalin birleşimiyle hayat bulan tasarım, Cavalli erkeğinin baştan çıkarıcı karakterini ve tutkusunu yansıtıyor.

Bu ürünü incelemek için tıklayın.

 
Flower in the Air

Flower in the Air, şişe tasarımında her detayın ne kadar önemli olduğunu gösteren bir diğer parfüm. Çiçeklerin özgürlüğünden esinlenen tasarım, kırmızının enerjisinden yararlanıyor ve kısalığıyla Flower by Kenzo ile arasındaki bağı vurguluyor.

Bu ürünü incelemek için tıklayın.

 

Lolita Lempicka Feminine

Lolita Lempicka Feminine, elma şeklindeki tasarımı ve mor rengiyle masallar kadar tutkulu!

Bu ürünü incelemek için tıklayın.

İçlerinden hiçbiri size göre değil mi? Ya da parfümünüzü değiştirmek mi istemiyorsunuz Hepsiburada’da 99,90 TL’den başlayan fiyatlarla alabileceğiniz yüzlerce parfüm modelini inceleyebilirsiniz veya kendi parfümünüzün Hepsiburada.com’daki fiyatına göz atabilirsiniz. Hepsiburada.com’daki parfümler için tıklayın. :)

Bir boomads advertorial içeriğidir.

15 Ocak 2014 Çarşamba

P2 Sheer Glam-Mona Lisa Smile Ruj



Bugün konuğumuz fotoğraflarını çok önceden çekip hazırladığım ancak yazısını yazmaya fırsat bulamadığım P2 Sheer Glam Lipstick serisinden Mona Lisa Smile adlı ruj. Dudaklardaki çatlaklara dolmuyor, doğal bir rengi var dudaklara pürüzsüz bir görünüm kazandırıyor.


Şık ve sağlam bir ambalajı var. P2 rujları ile karşılaşırsanız bir göz atmakta fayda var, hem uygun fiyatlılar hem de güzel renk seçenekleri var.

 
 
İyi haftalar diliyorum. Sevgiler,
 
B.